24 Nisan 2012 Salı

Gitmeliydim..

Sen gideli 3 ay bitmişken, ben aylardır ilk kez bu gece gidebildim.

Durmak,
Düşünmek,
Yüzleşmek,
Her yarayı, her acıyı düşünerek yeniden acımak.

Ben gitmeliydim sevgilim, kalmak çok ağır bir bedel.

Yolun sonuna varmamak için meğer ne çok yalan söylemişim kendime,
Meğer seni nasıl incelikli kılmışım içimde.
Ne faydasız direnişlermiş oysaki.

Ben gitmeliydim sevgilim, çünkü kalmak her gün yeniden terkedilmekti.

Kalmak;
Seni her gün yeniden sevmekti,
Ardından kalanlara bakıp çok acı çekmek, daha kabuk bile bağlamamışken yaraları kazımak demekti.
Seni 2 tane salak kutuya sığdırıp, onların olduğu odanın kapısını açamamak demekti.
Kendime türlü yalanlar söyleyip, seni sonsuz bir naiflikle sevmeye devam etmek demekti.

Kalmak;
Rakıyı seninle şeker şerbet yapmak,
Salak bir filme bile gidip mutlu olmak,
Seninle, senin için şarkılar söylemek,
Ve hep söylemeye devam etmek istemek demekti.

Ben gitmeliydim sevgilim, çünkü bir gün bahsettiğin o başucu kitabının adı artık ben değilim.

Kalmak;
Sana aşık kalbimin bir dehliz olup beni içine çekmesi,
Sana ''Artık n'olur sevme beni'' dedirtmesi,
Geceler boyu bana anlatmaya çalıştığın ama benim anlamamak için direndiğim onlarca cümle demekti.

Ben gitmeliydim sevgilim, çünkü kalmak;

Sana haksızlık, bana yazık demekti.



17 Nisan 2012 Salı

Ortanca

Hangi yıldı ve o bahçe kimindi hatırlamıyorum. Aklımda tek kalan anlattığın Ortanca hikayesi olmuş.

''Bak görüyor musun oradaki çiçekleri? Adı Ortanca. Ortanca'lar en heybetli görünen çiçeklerdendir ama görüntülerinin aksine çok narindir yaprakları, rüzgara çok dayanamaz dökülüverirler. Hani sen koşup oynuyorsun ya buralarda, Ortanca'nın yanından geçerken çok dikkat et.''

Şimdi kaldığım bu fırtınanın içinde düşünüyorum, ben Ortanca'mıyım Anne?